Öncelikle vegan ve vejetaryen beslenmenin farklarını vurgularsak, veganlar et, süt, yumurta hatta arılar tarafından üretildiği için bal dahil tüm hayvansal gıdaların tüketilmediği bir yaşam tarzıdır. Vejetaryenler ise et, balık, tavuk tüketmeseler de süt, yumurta, bal gibi hayvansal gıdaları tüketirler.
Veganlar sadece hayvansal gıdaları tüketmemek değil hayvanlarla ilgili deneyler dahil hayvanların olumsuz yaşam tarzlarına karşı olan bir yaşam biçimidir. Yani vegan beslenenler sadece beslenme alışkanlıklarını değiştirmiyorlar, aynı zamanda hayvan sömürüsüne neden olan her türlü tüketimi reddediyorlar.
Vegan beslenme sağlıklı mı?
Yapılan araştırmalar vegan beslenenlerde kalp hastalığı riskinin % 25 daha düşük olduğunu göstermiştir.
Birkaç çalışma, vegan ve vejetaryenlerin tip 2 diyabete yakalanma olasılığının iki kat daha az olduğunu bulmuştur. Aynı şekilde bu kişiler daha iyi kan şekeri seviyelerine ve daha fazla kilo kaybına sahiptirler
Ancak ilginçtir vegan beslenen kişiler fazla miktarda beyaz ekmek, makarna pilav tüketirse bu olumlu sonuçlar elde edilemez. Yani vegan ya da vejetaryen dahi olunsa rafine edilmiş ürünleri fazla tüketmek zararlıdır.
Vegan beslenmenin zararları var mıdır?
Bu kişiler vücuda gerekli birçok protein, vitamin ve mineralin alımında sorun yaşayabilir. Örneğin proteinler, vücudun temel taşlarının oluşumunda, yıpranan dokuların onarılmasında, enzim ile hormonların yapımında, vücudun hastalıklara karşı dayanıklılığında ve hastalık etkenlerine karşı korunmada etkilidir. Hayvansal kaynaklı besinlerde bulunan proteinlerin, vücuttaki biyoyararlılığı bitkisel proteinlere göre daha yüksektir.
Bu yüzden uzun süre vegan beslenenlerde protein yetersizliğine bağlı olarak yorgunluk, halsizlik, anemi, hastalıklara karşı dirençte düşüş, doku yenilenmesi ve onarımında yavaşlama gibi çeşitli tıbbi belirtiler görülebilmektedir.
B12 hayvansal gıdalarla yüksek miktarda alınabilen bir vitamindir ve eksikliğinde kansızlık, sinir sisteminde sorunlar gözlenebilir. Vegan kişilerin sürekli B12 vitaminini yapay yollarla almaları gerekebilir.
Kolin, hafıza ve zekayı düzenlemede önemli bir rol oynayan asetilkolini üretmek için gereklidir. Bu nedenle, kolin alımını beyin fonksiyonları ile yakın ilişkilidir. Bir yumurtanın kolin ihtiyacının %25’ini karşıladığı düşünülürse vegan beslenmenin yeterli kolin alımını sağlaması zordur.
Aynı şekilde kemik gelişimi için önemli olan kalsiyumda süt ve ürünlerinde yüksek miktarda olduğu için vegan beslenmede dikkat edilmezse kalsiyum miktarı düşük kalabilir.
Hangi kişilerde vegan beslenme risktir?
Çocukluk döneminde fiziksel aktivite yüksek olduğu için enerjiye olan ihtiyacın arttığı, büyüme ve gelişmenin hızlandığı, doku yapımının arttığı bir dönem olduğundan, sadece bitkisel beslenme ile ihtiyaç duyulan gereksinimler sağlanamamaktadır.
Yaşlılık döneminde ise hastalıklara karşı yatkınlığın arttığı için, bu dönemde oluşabilecek komplikasyonları en aza indirgemek adına, karbonhidrat, protein ve yağ alımının dengeli ve yeterli olmasına dikkat edilmelidir. Bu da vegan beslenme ile sağlanamamaktadır.
Aynı şekilde gebelerde de protein ve vitamin ihtiyacı yüksek olduğu için vegan tipi beslenmede çok dikkatli olmak gereklidir.
Kanser hastalarının özellikle tedavi dönemlerinde çok dengeli ve vücudun ihtiyaçlarının tam anlamı ile karşılanabildiği bir beslenme gerekli olduğu için vegan tarzı beslenme önerilmemektedir.
Doğru beslenme tarzı ne olmalıdır?
Elbette hayvansal gıdaların fazla tüketimi kalp damar hastalıkları, diyabet ve kanser gibi bazı hastalıkların riskini arttırmaktadır. Ancak vegan tipi beslenmede sağlık açısından riskler taşımaktadır.
Bu nedenle en doğru yol Akdeniz tipi beslenme olarak durmaktadır. Bu şekilde bir çok hastalık riskini azaltabilir ve vücudun ihtiyaç duyduğu protein ve vitaminleri doğru bir şekilde alabiliriz.